20 Haziran 2016 Pazartesi

Nasıl Hem Çoğul Hem de Biriz?

Soru: Ruhlar çoğulken, birliği, gerçekte her şeyin tek oluşunu nasıl anlamlandırıyorsunuz?


Cevap: İşler işte bu noktada karmaşıklaşıyor insan bilinci düzeyinden bakınca çoğumuz için.. Çoğul ruhlar değil, çeşitli bilinç düzeyleri var. 

Bunu şöyle düşünebilirsiniz. Çocukluğunuzda ilk kendinizi bildiğiniz andan itibaren, hatırlayın o hep aynı sizdiniz. Kendinizi hiç, ben daha çocuğum, çocuk aklımla böyle düşünüyorum, bakıyorum, davranıyorum vs diye görmediniz. O benlik bilinci hep vardı ve sanki hep aynıydı. 

Ama yaşamınız ilerledikçe bilinç düzeyleriniz değişti, gelişti, hep sonradan baktığınızda görebildiniz bu değişim düzeyini. 10 yıl önceki sizle şu an ki siz aynı değilsiniz ama aynısınız, o yine sizsiniz. O zaman siz çoğul musunuz? Hayır, hepsi sizsiniz. Sadece bilinç düzeyleriniz farklıydı. 

Dolayısıyla biz tek bilincin, çeşitli düzeylerdeki bakış açılarıyız ama aynı zamanda o bilincin tamamıyız da.. Hem şarkının kendisiyiz, hem de notalarıyız. Notalar düzeyinden sadece tek bir ses, şarkı düzeyinden müziğin tamamıyız, hatta o şarkıyı söyleyeniz de aynı zamanda.. Bilincimizi hangi düzeye getirirsek, tam da oyuz işte..

19 Haziran 2016 Pazar

Neden Buradayız? (2)

Buraya iyi bir anne-baba, iyi bir eş, iyi bir çocuk, abi, abla olmak için gelmedik.
Buraya iyi bir çalışan, iyi bir patron, iyi bir arkadaş, iyi bir sevgili, iyi bir komşu vs. olmak için de gelmedik.
Buraya sadece KENDİMİZ olmak, olabilmek için geldik.
Mevcut durumu sürdürmek, statükoyu korumak için değil.
Denenmemişi denemek, bilinmeyeni bilmek, yapılmamışı yapmak, olunmamışı olmak için geldik.
Bunu yapmak için coşkuyla içimizden akan yaratıcı enerjiyi, o tanrısal nehri, sınırlarla çevreleyip durdurmaya ya da tekrar tekrar aynı kalıplara doldurmaya değil; aktığı yere gidebilmeye cesaret etmeye ve gittiği yerde ortaya çıkardıklarını sahiplenecek yüreklilikte olabilmeye geldik.
Biz, içimizdeki sonsuz yaratıcı gücün, içimizdeki tanrının, özgürce yaratabilmesi için, ona oyun alanı sağlamak, o alanı korumak, sahiplenmek ve genişletmek için buradayız.
Bunun tek yolu da kendimiz olmak. Onaylanma, kabullenilme, beğenilme, sevilme arzuları uğruna, herkes gibi olmak, uyumlu olmak, doğru yapmak gibi sınırlamaları bırakıp, kendimiz olmayı göze alabilmek..
Yani kendimizi, kendimiz olabilecek kadar, her kimsek onu ortaya koyabilecek kadar çok sevmek..

17 Haziran 2016 Cuma

Sorular

Tanrı her şeyken, nasıl kendi olmayan bir şey yaratabilir ve her şeyin yaratıldığı malzeme Tanrı'yken, herhangi bir şey nasıl ondan ayrı veya o olmayabilir? 

Tıpkı gördüğümüz rüyalardaki tüm karakterlerin biz olması, tüm olayların tek bir yerde, bizim zihnimizde olup bitmesi gibi, bütün varoluş da Tanrı'nın içindeyken, şaşırtıcı hatta imkansız olan her şeyle bir oluşumuz değil de, her şeyin birbirinden ayrı olduğunu sanmamız değil mi?

12 Haziran 2016 Pazar

Seni Seviyorum

Seni seviyorum
Nerede olduğun değil, nasıl olduğun önemli benim için..

Seni seviyorum
Kiminle olduğun değil, mutluluğun önemli benim için..

Seni seviyorum
Beni sevmen değil, sevildiğini bilmen önemli benim için..

Seni seviyorum
Yanımda olman değil, var olduğunu bilmek önemli benim için..

Seni seviyorum
Varlığına şükürler olsun..

11 Haziran 2016 Cumartesi

Dünya Dışı Varlıkların Yardımı

30 yaşına gelmiş yetişkin bir insan düşünün, ama hala kendisini 1 yaşında sanıyor. 

Kapasitesinin, yapabileceklerinin farkında değil ve hiçbir şey de öğretilmemiş. 

Sınırlandırılarak, doğal olarak ortaya çıkacak en basit yetenekleri baskılanarak, yapamayacağına inandırılarak büyümüş. 

Yürüyebilecek olduğu halde hala emekleyip yerlerde sürünüyor. 

Konuşabilecek olduğu halde hala anlamsız sesler çıkarıyor. 

Yemeğini kendi yiyebilecek, kendi bakımını yapabilecek olduğu halde hala başkalarından bekliyor. 

Ağlayıp sızlanmanın tüm sorunlarını çözeceğini sanıyor vs. 

Ayağa kalkıp gerçekten olduğu şey, yani 1 yaşında bebek değil, 30 yaşında yetişkin bir insan olduğunda, olduğunu fark ettiğinde, zaten doğal olarak yapabileceklerine, özel bir çaba sarf etmesine gerek olmadan istediği her şeyi kendisinin yapabileceğine inanmıyor. 

Hala 1 yaşında olduğunu iddia ederek, ona öyle söylendiği ve öyle koşullandırıldığı için, buna tam bir kesinlikle inanarak, sınırlarının dışına çıkmıyor. 

Bunu denemiyor bile, hatta reddediyor, kızıyor. 

Şimdi siz, böyle insanlarla dolu bir odaya girdiğinizi düşünün. Durumları komik gelirdi önce sanırım. 

Sonra da gerçekten onlara derin bir şefkat duyup, kendileri olmaları, zaten oldukları şey olmaları, gerçekte kim olduklarını görmeleri, fark etmeleri, yani ileri gitmeleri, koşullanmış beyinleri 1 yaşında olduklarını söylerken, onlara 30 yaşındayım demek delilik gibi gelse de, ''ben 30 yaşında yetişkinim'' diyebilmeleri, bunu kabul etmeleri, gerçeği görebilmeleri için yardım etmekten başka bir şey istemezdiniz büyük ihtimalle..