18 Haziran 2013 Salı

Beyaz Olalım

İçinde yaşadığımız sistem bir hologram. Ve hologramın muhteşem özelliklerinden biri şudur ki; holografik bir resmin her bir kısmı, bütünün daha ufak bir versiyonudur. Hologramın sadece küçük bir kısmına baktığınızda bile, diğer parçaları ve onları kapsayan bütünü görürsünüz. Yani, hologramı bölemezsiniz. Çünkü bir hologramı böldüğünüzde, bir parça bulmuş olmazsınız. O küçük parçayı yakından incelediğinizde, hologramın tüm modelini görürsünüz. O bütünden alınan her parça, tüm modeli tekrar eder.'' 

Bu, bir havuzdan alınan bir damla suyun, tüm havuzun kimyasını açıklamasına benzetilebilir.

Ve asıl konu şudur ki, bu küçük hologramların herhangi birinin görüntüsünde küçük bir değişiklik yapacak olursak, bu değişiklik tüm sisteme yansıyacaktır. Tüm hologram değişecektir.

İşte o küçük hologram sizsiniz. 

Bilincinizde yapacağınız ufacık bir değişim bile, tüm hologramı, tüm sistemi değiştirecektir. 

Ki zaten bunu her an yapıyoruz. Bu hologramın içinde yaşayan bireyselleşmiş bilinçler olarak, her an bu hologramı var ediyoruz. 

Bu yüzden Gandhi ‘’dünyada görmek istediğiniz değişimin kendisi olun’’ demiştir... 

Biz tek bir bilincin, bedenlerimizdeki sinir sistemleri aracılığıyla bireyselleşmesini deneyimleyen bölümleri olarak, özgür irademizle birlikte yaratıyoruz bu hologramı, sistemi, dünyayı… 

Görmek istediği dünyanın, yaşamak istediği, deneyimlemek istediği yaşamın, değişimin kendisi olan her bireyselleşmiş bilinç, bağlı olduğu tüm hologramı değiştirecektir. 

İşte bu kadar güçlüyüz. Ve işte bu yüzden tüm sorumluluğu alıp, her şeyi kendimizin yarattığını bilelim. 

Ve: ‘’ama her yer siyah, ben beyazın içinde yaşamak istiyorum,’’ demek yerine sadece, beyaz olalım.