24 Ekim 2011 Pazartesi

Perde Kalktığında Yalnızca Sevgi'nin Gerçek Olduğunu Göreceğiz

Son günlerde yaşadıklarımız, gerçek doğamızı anlamamız, içimizi görmemiz ve ÖZ’ümüz olan SEVGİ’yi açığa çıkartabilmemiz için mükemmel fırsatlar sunuyor. 

Sözlerimizle hepimiz iyi olduğumuzu, sevecen olduğumuzu, şefkat ve sevgiyle dolu olduğumuzu söyleyebiliriz. Herkes ve her şeyle bir olduğumuzu, her olayın ve insanın bizi bize yansıtan bir ayna olduğunu, bizi gösterdiğini, biz olduğunu söyleyebiliriz. Her şey yolundayken ve herkes bize gülümserken kolaydır bu. Bu bilgiye sahibiz ve idrak ettik, sonsuz anlayışlı, şefkatli ve sevgi dolu varlıklarız sanabiliriz. Gülümseyen yüzleri, zarar gelmeyeceğinden emin olduklarımızı, iyi, güzel ya da doğru diye nitelendirdiklerimizi severek; herkesi ve her şeyi sevdiğimizi, her parçamızı, her yüzümüzü kabullendiğimizi, her halimizi kucaklayıp, biz olan bütünle barıştığımızı ve koşulsuz sevdiğimizi sanabiliriz..

İşte şimdi tüm bunları gerçekten kalbimizle hissedip hissetmediğimizi, aslında içimizde ne taşıdığımızı, gerçekte kim olduğumuzu gösteren, bilgiyi idrak noktasında nerede durduğumuzu en açık ve net haliyle söyleyen, artık kendimizi kandıramayacağımız devasa bir AYNA var karşımızda..

Bir an durup iyice bir bakalım o aynaya. Sevgiyle kabullenip dönüştürmediğimiz, bastırdığımız, yok saydığımız, görmezden geldiğimiz duygularımız ortaya çıktığında; gerçek biz nerede? Olaylar içimizdeki kini, düşmanlığı, nefreti, saldırganlığı ortaya çıkarttığında kimiz biz?

En saldırgan, kinle, hırsla dolu halimize dışarıdan bakalım. Yargıladığımız ‘KÖTÜ’den ne farkımız var?

Her gün daha da netleşen aynamız, içimizin en derinlerini görebilmemiz için, mükemmel bir olanak sunuyor. En detaylı geri bildirimleri alıyoruz yolculuğumuza dair.

Ve oyunumuzda her şey kusursuz. Olan her şey, koşulsuz kabulü deneyimleyebilmemiz, koşulsuz sevgiyi içimizin en derinlerine yerleştirebilmemiz için oluyor.

Ve tüm bunlar olurken, bu muhteşem oyun sahnelenirken; ölenin de öldürenin de, iyinin de kötünün de, haklının da haksızın da, yani rolünü kusursuz oynayan her parçamızın, tüm benliklerimizin, bize daha çok anlayış kazandırmak, şefkati ve koşulsuz sevgiyi deneyimlememizi, daha derin bir idrake ulaşmamızı sağlamak için seçtikleri rolleri takdir edelim : onları sevelim.. Oyun bitmek üzere.. Perde kalktığında yalnızca SEVGİ’nin gerçek olduğunu göreceğiz..