Bu, tüm varlıklara hissedilen yoğun şefkat duygusudur. Tüm diğer varlıkları, o kadar kendi bütünlüğünüzün içinde seversiniz ki, başkasının acısı veya başkasının sorunu diyebileceğiniz bir ayırım yapacak yer yoktur. Bütün varoluş sizin bedeninizdir/bedeninizdedir.
Mevlana'nın bir söylemi bunu çok güzel açıklar. Demiştir ki: Şems ile tanışmadan önce, acıkırdım yemek yer doyardım, üşürdüm hırkamı giyer ısınırdım. Ama artık acıkınca yesem de doyamıyorum, dünyada bir sürü aç varken; üşüyünce hırkamı giyip ısınamıyorum dünyada bir sürü çıplak varken...
İşte bu bilinçte aslolan, bu bütünlük hissinden kaynaklanan derin şefkat ve sonsuz sevgiyi, bilgelikle birleştirebilmektir.. Bir varlığın acısını kalbinizde hissettiğiniz için onunla oturup ağlamak veya dünyadaki tüm acıyı algılayıp kendinizi paralamak değil, bu sevgiden kaynaklanan şefkat ve anlayışla, bilgeliğinizi kullanarak sorunları çözmek, dünyayı tüm varlıkların daha mutlu yaşayacağı bir yer haline getirmektir.
Çocuğunuzun elinin kapıya sıkıştığını düşünün, sizin de canınız yanar, ama o onun kendi acısı veya kendi hatası, yaşaması gereken dersi demez, durup seyretmez ya da oturup onunla ağlamazsınız. Elini sıkıştığı yerden çıkarır ve tekrar olmaması için gerekli şeyi bilgece yaparsınız.
5. Boyut bilinci tam olarak bununla ilgilidir: içinizde diğer varlıkların acılarını hissedeceğiniz için, herkesi ve her şeyi kendiniz gibi görmek ve kendiniz için istediğiniz her şeyi diğerleri için de istemektir.
Sadece sizin mutlu olmanızın size gerçek anlamda doyum vermemesi, herkesin mutlu olmasını istemek ve bunun için bir şeyler yapmaktır.
Herkes bunu yaptığında işte o zaman 5. Boyut bilincinin cennetinin içinde yaşarız. Şu an bu bilinçte hisseden herkes, bunu en azından ailesinden başlayarak veya yakın çevresinde uygulamak durumundadır.
Dünyaya yeni bilincin gelmesi budur. Bir sabah yeni bir dünyada uyanmayacağız. Yeni bilinç, o bilince ulaşanlar aracılığıyla, işte böyle dalga dalga gelecek. Herkes yere çöp atıyor diye şikayet ederek veya ben de atarım neden uğraşayım diye gücenerek ya da herkes yere çöp atarken benim atmamam neyi değiştirir diye umutsuzluğa kapılarak değil, sorumluluğu alarak yaşama zamanlarındayız.
Siz o bilince sahip olduğunuz halde, öyle yaşamazsanız dünyaya yeni bilinç gelemez; çünkü öyle yaşamayan diğerleri, zaten o bilince sahip değil. Bunu kesin olarak anlamak lazım....
Başlangıç noktası sizsiniz; o halde kim karanlığı hissedip görebiliyor ve aydınlığın da olduğunu biliyorsa, kalkıp ışığı yaksın.. Çünkü yakmayan diğerleri, zaten ışığın varlığının henüz bilincinde değiller..
Teşekkürler...
YanıtlaSil