Hayatının bu kadar tahmin edilebilir oluşu, sana garip ve sanki olması gereken bu değilmiş gibi gelmiyor mu?
Üç beş değişik versiyon dışında, her şeyin aynı senaryonun etrafında dönüyor oluşu seni ürkütmüyor mu?
Doğdun, eğitim aldın, bir işin var, evlendin ya da evleneceksin, bir aile kuracaksın, çocukların var ya da olacak, torunların olacak veya yalnız yaşayacaksın, annen baban ölecek, emekli olacaksın....... ve sonunda sen de öleceksin.
Bunların arasına sıkıştırabildiğin ayrıntılar, bulunduğun yerin ve konumun menüsünden seçtiğin ayrıntılar hayatını, seni tanımlıyor olacak. Bu menü lüks bir restoranın menüsü gibi de olabilir, bir çay bahçesinin sınırlı menüsü de.. Yine de fark etmez, seçeneklerin az ya da çok olsa da, belirlenmiş ve sana seçmen için sunulmuş olasılıklar olacak.
Bu seni bir yalanı yaşıyormuşsun gibi hissettirmiyor mu?
Dilediğin kadar ayrıntı ekle yaşamına, yapabildiğin ya da yapabileceğin şeylerin çerçevesi ne kadar geniş olursa olsun, bu seni yeryüzü ve gökyüzünün arasında sıkışmış hissettirmiyor mu?
Ne kadar büyük olursa olsun kutun, içine dilediğin kadar eğlence, insan, heyecan, seni önemli ve güçlü hissettirecek şeyler koyarsan koy, yine de kutunun sınırlarına çarpmamak için hep o sınırdan dönüp yeni şeyler aramıyor musun menüden? O sınırlara çarpıp kutunun içinde olduğun gerçeğiyle yüzleşmekten deli gibi korkmuyor musun?
Bu sana, gerçekte sanki özgür değilmişsin gibi, belli belirsiz bir tedirginlik hissi vermiyor mu?
Aklına böyle düşünceler geldiği zamanlarda, tüm insanlar böyle yaşıyor, dünyanın düzeni bu diyerek, kendini yatıştırıp içindeki sesi susturduğunda, aslında kendini sahte ve ikiyüzlü bulmuyor musun içinin en derininde?
Yine de bunları düşünmekten bile korkarak, koşar adımlarla eğlencenin, alışverişin, arkadaşların, modanın, başarının, kadınların ya da erkeklerin, alkolün, sporun, tatilin, seksin.. sana bu ikiyüzlü ve sahte olduğun hissini unutturacak ne varsa peşine düşmüyor musun?
Bütün bunlar sana, mantık hatalarıyla dolu bir filmi izliyormuşsun da, bu saçma senaryoya tüm salon hayranlıkla alkış tutarken, sen de kendini aptal gibi hissetmemek için onlara katılıyormuşsun gibi gelmiyor mu hiç?
Tüm bunların gerçek olmadığı, görünenin ötesinde çok farklı bir gerçek olduğu fikri, istisnasız bütün insanlarda olduğu gibi, kendini bildin bileli senin de beyninin en gizli kıvrımlarında dolanıp durduğu halde, kalbinin kendinden bile sakladığın bir parçasından sürekli sana seslenip durduğu halde, bunu yok sayarak yaşadığın her an, kendine ihanet ediyormuş gibi hissetmiyor musun?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder