8 Eylül 2015 Salı

Şu An Bu Yazıyı Okuyorsanız...

Şu an bu yazıyı okuyorsanız, sadece daha yavaş ve sakin okuyarak adımları takip edin..
Derin bir nefes alın ve beyaz bir ışık soluduğunuzu hayal edin.
Beyaz ışığı çektiniz içinize nefesinizle sakince ve endişelerinizi dışarı verdiniz.
Beyaz ışığı çektiniz içinize ve nefesinizi verirken korkularınızı dışarı verdiniz.
Rahat ve gevşemiş haldesiniz; yüzünüzü gevşetin, omuzlarınızı, kollarınızı, karnınızı gevşetin, bırakın bacaklarınız, ayaklarınız gevşesin.
Beyaz ışığı çektiniz içinize nefesinizle ve içinize huzur dolduğunu hissettiniz.
İçiniz ışıkla doldu tamamen, bedeninizin sınırlarından, teninizden yansımaya başladı ışık, tüm bedeniniz ışıyor.
Beyaz ışığı çektiniz içinize ve dışarıya da artık beyaz ışık üflüyorsunuz nefesinizle.
Her nefes verişinizle içinizden ve bedeninizden beyaz ışık yayılıyor ve artarak bulunduğunuz mekana genişliyor.
İçinde bulunduğunuz mekan tamamen beyaz ışıkla kaplı artık.
Dışarıdan baktığınızı hayal edin, olduğunuz yerin pencerelerinden taşıyor ışık.Ve bulunduğunuz binayı kaplıyor .
Siz ışık solumaya devam ediyorsunuz.
Şimdi yukarıdan bakın, dalga dalga her yöne genişleyerek çevredeki binaları da içine alıyor yarattığınız ışık.
Daha yukarıdan bakın, ışık hızla tüm şehre yayılıyor dalga gibi ve yaşadığınız şehrin tamamı gözlerinizi alan bir parlaklıkla ışıldıyor.
Şimdi gözünüzün önüne Türkiye haritasını getirin.
Bembeyaz parlayan ışıkla kaplı şehrinizden, her yöne taşan ve kapağı açılmış bir baraj gibi kuvvetle akan ışık yayılıyor.
Giderek tüm şehirlere ulaşıyor ışık ve zihninizdeki tüm Türkiye haritası tamamen ışıkla kaplanıyor, parıltılar saçarak bembeyaz duruyor gözünüzün önünde.
Şimdi daha da yukarı çıkın, daha da yukarıdan bakın.
Güzel mavi dünyamızı getirin gözünüzün önüne, yörüngesinde sakince dönen .
Göz alıcı bir ışıkla tamamen kaplanmış, parıldayarak ışıklar saçan ülkemiz Türkiye hemen gözünüze çarpıyor.
Sonsuzluktan gürül gürül akan kocaman bir şelale gibi, ülkemizin üzerine de ışık yağıyor artık. Üzerine devasa genişlikte bir ışık hattı tutulmuş gibi ve o hattan aralıksız kesintisiz gürül gürül akan ışık Türkiye’nin üzerine yağıyor.
Ve giderek etrafımızdaki ülkelere de yayılıyor ışık. Tüm engelleri birden kaldırılmış binlerce baraj gibi hızla ve coşkuyla tüm ülkeleri kaplıyor ışık.
Dalga dalga tüm dünyaya yayılıyor.
Güzel dünyamız tamamen ışıkla kaplı artık. Güneşin parlak ışıkları gibi, dünyamız da parlak ışıklarını etrafa saçan bembeyaz bir ışık topu oluyor.
Ve ışıl ışıl dönen dünyamıza bakıp sevgiyle şükrediyoruz..
Onun içinde yaşıyoruz hepimiz ve sevdiklerimiz, ailemiz, tüm insanlar.. Herkes birilerinin en sevdiği, herkes birilerinin ailesi, herkes birilerinin en kıymetlisi.. Tüm insanlar değerli, sevilen ve seven.. Hepimiz birlikte var oluyoruz bu yuvarlak ve parıldayarak dönen dünyada. Herkes sevilmeyi arzuluyor, nasıl ifade ediyor olursa olsun, herkes sevilmeye ihtiyaç duyuyor en derininde.
Ve biz şimdi dışarıdan baktığımız bu güzel dünyanın içindeki herkesi sevecek kadar sevgi doluyuz.
O kadar büyük ki kalbimiz, tüm dünyayı sevecek kadar sevgi taşıyor içinde.
O kadar büyük ki kalbimiz, tüm dünyayı kalbimize koyuyor ve içimizde hissettiğimiz bu sonsuz sevgiyle onu orada, kalbimizde tutarak sevgimizle sarıp sarmalıyoruz.
Dünyanın ışığı kalbimize, kalbimizdeki ışık dünyaya akıyor. Artık dünya biziz, o bizim içimizde, biz onun içindeyiz..
Sevgiyle.. 

6 Eylül 2015 Pazar

Dışarıdaki Karanlık

Olaylar karşısında nefret, kin, intikam, acı, kurban hisleri duyarak olayın bir parçası olmayın. Unutmayın katili yaratan kurban bilincidir. 

Bir doktor yaralı hastasına bakıp ağlayarak üzülerek ona yardım edebilir mi? Güçlü durup, kendi kimliğini koruyarak, kim olduğunu unutmayarak, doktor olduğunun bilinciyle davranarak yardım edebilir ancak. 

Bir melek şeytan ona kötülük yaptı diye, aynı hislerle karşılık verse şeytandan ne farkı kalırdı? Şeytan onu baştan çıkarmış, kendisine dönüştürmüş olmaz mıydı? 

Sevgiden yana olanlar korkunun karanlığına kapılmazlar. Karanlığın içinde parıldayarak, ışıldayarak sevginin gücüyle aydınlık olarak dururlar; deniz fenerleri gibi.. 

Dışarıdaki karanlığın bitmesini istiyorsanız, içinizdeki ışığı daha da çok yakmak, daha çok parlamak, her zamankinden daha çok sevgi dolu olmak zorundasınız; ağlayıp üzülerek, kin ve nefret duyarak, intikam hisleriyle siz de karanlığa gömülerek bunu yapamazsınız. 

Önce kendi içinizdeki karanlığı yok etmek zorundasınız. Belki de tüm olanlar bunu yapabilmeniz içindir, belki de her şeyin nedeni sizsinizdir, belki de dışarıdaki karanlık kaynağını sizden alıyordur, belki de tamamen aydınlığa dönüşmek için, karanlık tüm gücüyle dışarıda görünür oluyordur… ki artık bunu fark edin ve dönüştürün diye.. 

Belki de olan her şey, içinizdeki sevgi ve şefkati açığa çıkartmak için oluyordur….

5 Eylül 2015 Cumartesi

Sivrisinek

İnsan, 
içinde aşk varken, aşıkken, 
onu ısıran, 
rahatsız eden sivrisineği bile öldüremiyor.. 
Mevlana boşuna ''aşık olmadan gelme kapıma'' dememiş...... 

3 Eylül 2015 Perşembe

Kendinize Gelin!

Acıdan beslenmeyin... 

Dünyanın oluştuğu deseni biz boyuyoruz ruhumuzdaki renklerle, hüznü bırakın. 

Tüm bu hikayeyi yazan biziz, acının kalemi olmayı bırakın. 

Eğer ortaya çıkan manzarayı beğenmiyorsanız, önce kendi içinize bir bakın, siz nasıl bir katkı sağlıyorsunuz bu manzaraya? 

Sorumluluğu alın, hissettiğimiz duygunun olaylarını yaratırız. 

Dünyadaki her şey içimizdekine karşılık gelir. 

Hepimizin devasa bir tuvale resim çizen ressamlar olduğumuzu düşünün.. 

Bizim her duygumuz, her fırça darbemiz o resmin bir parçasını oluşturuyor. 

Eğer daha güzel bir resim istiyorsanız, acıyı çizmeyin, acıyı çizenlerin hüznüne kapılmayın. 

Değiştirmenin tek yolu bu, yardım etmenin tek yolu bu, mutlu olmanın ve mutlu etmenin tek yolu bu. 

Sevin, sevinin, içinizde sevgiyi ve sevinci hissedin. Acıyı hissederek daha çok acı yaratırsınız, sevgiyi hissederek daha çok sevgi.. 

Dünyayı oluşturan malzeme sizsiniz, tadı acıysa siz daha da çok şeker olun, sevgi azsa siz daha da çok sevgi olun.. 

Korkuya, karmaşaya, kaosa kapılmayın, acının girdabına çekilmeyin.

Kim olduğunuzu unutmayın ve sevgide kalın, kendinizi kaybetmeyin, kendinize gelin!